Bir Nöbetten Notlar; Acil Tıp Uzm. Dr. Nurşen Çakın Hocam ve Doktorlara Saygı

Daha önceki bir yazımda Doktorluğun ne kadar önemli bir meslek olduğunu ve bu onurlu unvanı alabilmek için oldukça, uzun ve zorlu bir süreçte çok büyük emekler harcandığını, kelime dağarcığımın kifayet ettiği kadar yazmaya çalışmıştım. 

Bu yazımdan alıntı, notlarımın sonun da yer almaktadır.

Bu günkü notlarımı hazırladığım şuan, olduk heyecanlıyı olduğumu da özellikle vurgulamak istiyorum.

Çünkü bugüne kader, Hastanemiz ve Acilimiz hakkında birçok fotoğraf, video ve yazılar paylaştığım gibi, Hastanemizde görev yapan çok değerli Hekimlerimizin, Hemşirelerimizin ve diğer çalışma arkadaşlarımızın da kısa dinlenme anlarında ya da fırsat buldukça, hastalarımızı rahatsız etmeyecek şekilde, çalışma ortamlarının sakin olduğu anlarda fotoğraflarını çekip hazırladığım notlarla birçok defa paylaşmıştım.

Fakat Acilimizin, çok çok değerli Hekimlerinden Acil Tıp Uzmanı Doktor Nurşen Hocamın, fotoğrafını hiç çekememiştim! Nurşen Hocam, çalışma ortamında oldukça ciddi ve hastalarına odaklı çalışmaktadır. Bugünkü nöbette, fotoğrafını çekmeme müsaade ettiler. Kendilerine saygı ve şükranlarımı sunuyorum.

Dolayısıyla Nurşen Hocamın ilk defa fotoğrafını paylaşacağımdan dolayı şuan çok heyecanlıyım!

Nurşen Hocam hakkında birkaç şey söylemek istiyorum. Acil Tıp Uzmanı Doktor Nurşen Hocam, diğer çok değerli Hekimlerimiz gibi, yukarıda da belirttiğim gibi, çalışma ortamında oldukça ciddi ve hastalarına odaklı çalışmaktadır. Bununla beraber, Hastanemiz çalışanlarına da her hangi bir hastalıkları veya yakınlarının hastalanmaları durumunda çok yakın bir ilgi göstermektedir.

Fakat Nurşen Hocam, restitüsyon alanında, ağır bir vakaya müdahale ederken, eğer orada görevliyseniz çok dikkatli olmak zorundasınız! Çünkü Hocam o alanda hastaya öylesine odaklanır ki, söylediği şeyi anında yapamazsanız, fırçayı yersiniz!    

Fotoğraflarım çok olduğundan, bugünkü notlarım da oldukça kabarık bir durumdadır. Onları da hazırlayabilirsem, devam edeceğiz.  

Yukarıda bahsettiğim, önceki yazımdan alıntılar:

Acil Tıp Uzm. Dr. Nurşen Hocam ve Acil Tıp Uzm. Dr. Nihat Hocam
Doktorlar

Uzun ince yaşam yolunda bir sürede olsa yürüyen, güçlüsü-zayıfı, çok yüksek makam sahibi veya çok zengin ya da fakiri, her insanoğlu, mutlaka yaşamında birçok veya birkaç defa Doktora ihtiyaç duyar ve Hekimlerin karşısında deyim yerindeyse ‘cüceleşir!’

Çünkü hastadır, ağrıları, acıları, endişe ve korkuları vardır ve o an tek umudu doktordur. Ancak Doktor onu ağrılarından, endişe ve korkularından kurtarabilecek yetenek ve donanımlara sahiptir.

Bazı insanlar derler ki, doktorlar ne kadar şanslı insanlar, oldukça yüksek para kazanabilmekteler! Fakat onlar bilmezler ki doktor olmanın şansla bir alakası yoktur. 

Bir bilge şöyle der; “Şanslı olmanın anlamı kendine iyi bir talih sunmandır, iyi talihin anlamı ise iyi yönelimleri olan bir karaktere, iyi dürtülere sahip olmak ve iyi eylemlerde bulunmaktır.”

Bir insanın, Doktor unvanını alabilmek için ne kadar uzun süre ve ne kadar emek harcadığını bilmeyen veya düşünemeyen cahil kişilerdir bunları söyleyenler.

Tıp Fakülteleri en yüksek puanlarla kazanılabilen eğitim kurumlarıdır. Yeterli eğitimi, donanımı olmayan hiçbir kimse şans eseri tıp fakültesini kazandım diyemez. Tıp eğitimi oldukça uzun bir süreçtir. Diğer fakültelere göre tatil süreleri kısa, eğitimleri de diğerlerine göre oldukça ağırdır ve bir o kadarda maliyetlidir tıp eğitimi.

Gençliklerinin en aktif dönemlerinde, yaşıtları bu döneminin keyfini yaşarken onlar, sınavlar stresiyle ders çalışmak zorundadırlar.

Uzunca ve zorlu bir eğitim sürecinin sonunda diplomalarını alarak mezun olan genç doktorlar bu seferde Tıpta Uzmanlık Sınavı (TUS)’un stresini yaşamaya başlarlar. Çünkü Tıp Fakültesinden pratisyen doktor olarak mezun olmuşlardır. Bir branşta uzman hekim olabilmek için aynen üniversite sınavları heyecanıyla, birçok branştan tercihler yaparak TUS sınavlarına girmek zorundadırlar.

Bu sınavı kazanmakta kolay değildir, hele istediğin tıp fakültesinde istediğin branşı kazanabilmek için TUS’a çok çok iyi hazırlanmış olman gerekir. Varsayalım TUS’uda kazandın. Bu sefer öğrencilik döneminden zor olan asistanlık dönemi başlar ve asgari beş yıl sürer ki, bu dönemin zorluklarını ancak yaşayanlar bilir.

Son olarak şunu da özellikle belirtmek istiyorum. Yıllardır Hastanelerde çalışmaktayım. Birçok tecrübemiz var. Yazımızda Doktorlardan bahsettiğimizden dolayı, Vatandaşlarımızın Doktorlara karşı çokça yaptıkları bir hatalarını yazmak istiyorum ki, insanlarımız, Doktorlara karşı haksız yere şiddete veya hakarete kalkışmasınlar:

Vatandaş acile geliyor ve Acilde ki Doktor muayenesini yapıp gerekli tetkikleri isteyip inceledikten sonra ilgili nöbetçi branş doktorunun görmesini istiyor ve hastayı müşahede alanına yönlendiriyor. Bu arada bilgisayar sisteminden ilgili doktora konsültasyon girişi de yapılıyor.

Hasta veya yakını 10 dakika bekledikten sonra geliyor ve yarım saat veya bir saat hatta iki saat diyenlerde oluyor, “bekliyoruz hala Nöbetçi Doktor gelmedi” diyerek sitem hatta hakaret edenler oluyor. Vatandaş zannediyor ki, beklediği doktor bir yerde uzanmış yatıyor veya çay kahve içiyor! Halbuki doktor o sırada yatış verdiği bir hastayla ilgileniyor veya yoğun bakımdan çağırmışlar oradaki hastaya müdahale ediyor!”

Bu durumda ne oluyor, Doktorun günahını alıyor, sorduğu görevliyle belki tartışıp, haksız yere onun kalbini kırıyor veya doktor geldiğinde ona hakaret ederek, Doktorun moral ve motivasyonun bozulmasına sebep oluyor!    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi YAVUZYILMAZ'dan Tıp Bayramı Ziyareti

  Bursa İl Sağlık Müdürü Dr. Fevzi YAVUZYILMAZ, 14 Mart Tıp Bayramı münasebetiyle Çekirge Devlet Hastanesi Acilini ve diğer servisleri ziya...