Dün ve evvelsi gün ne kadarda soğuktu. Ağaçlar, Noel de çamların süslendiği gibi, kar ve buz kristalleriyle baştan aşağı bezenmiştiler adeta. O soğuk günlerde yarım kilometrelik bir mesafe yürüdüğümde o kadar üşümüştüm ki, kulaklarım çatlarcasına sızlamıştı!
Bugün ise, hava o günlere göre oldukça sıcaktı ve terasta kahve içmenin keyfini yaşadım. Hemen yanı başımda ki, saksıda da boncuk gibi çiçekler açmıştı.
Bir süre sonrada bu kuru çalı görünümündeki ağaçların dallarında tomurcuklar sürgün verecek, yemyeşil yapraklar ve rengarenk çiçeklerle süslenecekler..
Bir zamanlar böyle bir duruma şahit olmuş ve kısa bir şiir yazmıştım.
kimin aklına gelirdi ki
bakarken bu kara kuru
fidana
gün dönecek
bir gelin zarafetinde
beyaz çiçeklerle
bezenecek
Kayıt Tarihi : 29.8.2007 14:43:00
18 Ocak 2021
Bu manzarayı seyreyleyip, iki üç gün içerisindeki değişimi düşünürken, aklımdan yaşamın akışı geçti! Dünyanın, ayın, güneşin ve galaksilerin durmadan döndükleri gibi, evrendeki her şeyde her an, halden hale dönmekte veya dönüşmektedir. Evet, kâinatta durağanlık yoktur!
Bunun farkına varınca insan, yaşamımızdaki hiçbir şeyin, biz istesek te istemesek te olduğu gibi kalmayacağını veya kalamayacağının da farkında oluyor ya da yaşamın, kıyısından köşesinden manasına ermiş oluyor!
Sevinçlerde hüzünlerde her şey geçicidir! Masallardaki bir varmış bir yokmuş gibi! Bu durumda en akıllıca davranış, insanın En Yüce Güce teslim olup, yaşam deryasında kendini akışa bırakması ve anı yaşamasıdır!
Muhteşem Yaşam Deryası, sürekli bir yöne akış halindedir. Dönüp de gerisin geri yüzmek mümkün değildir! Dolayısıyla bedenen uzaklaşmış olduğun ve bir daha dönmenin imkansız olduğu bir yere düşüncelerini bağlamak, anda farkındalıklı halini engelleyerek, andaki, yaşamına değer katacak güzellik ve iyilikleri yaşayamamana ve fırsatları kaçırmana sebep olacaktır.
Tam tersi de olabilir! Yaşam deryasının akışında, andan uzaklaşıp hep ilerilere baktığında da anda farkındalıklı olup, anı yaşamak yerine, ne kadar akışta kalacağın hakkında hiçbir bilgin olmamasına rağmen, ta ilerilere bakarak kendini boşa yormuş olacaksın.
Yaradan, yaşam deryasını dupduru ve oldukça dingin yaratmıştır. Fakat insanoğlu, egosundan kaynaklanan hırsla, deryada bulunduğu alanı bulandırmış ve kirletmiştir!
Eğer tam bir teslimiyetle kendini akışa bırakır ve anı yaşarsan bu kirli ve bulanık alanlardan uzakta, dupduru ve dingin akan yaşam deryasında, çevreni, yaşadıklarını ve olanları bir filim şeridi gibi izler, korkularından, endişelerinden ve pişmanlıklarından arındığın gibi aşırı sevinmekten ve bağımlılıklarından da kurtulabilirsin!
İsmail Hakkı Kavurmacı
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder